Tansiyon ölçümünde bu detaya dikkat: Hayati risk taşıyor olabilir

Ayak bileğinden ölçülen bacak tansiyonu ile kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi damar harabiyeti yaratan kronik rahatsızlıkların işaretini erkenden yakalamak mümkün. Acil Tıp Uzmanı Dr. Ayşegül İşlek Yüksel, haftada bir kez düzenli olarak ölçülmesi gereken bacak tansiyonunun, aynı yöndeki kol tansiyonundan 1 veya 2 birim yüksek çıkmasının beklendiğini, bundan çok daha yüksek sonuçların kalp krizlerine yol açabilen damar tıkanıklığı ile özellikle diyabette çok sık görülen damar kireçlenmesi belirtisi olabileceğini kaydetti.

Daha düşük olması ise periferik arter hastalığı denilen ve kalp krizi ya da felç gibi ciddi sorunlara neden olabilen tablonun işaretçisi olabilir. Dr. Yüksel, sağ ve sol kol arasındaki yüksek farkların aort damarı yırtılması gibi ölümcül hastalıkların işaretçisi olabileceği için tansiyon kontrolü yapılırken, her iki koldan da ölçüm yapılması gerektiğinin altını çizdi.

‘İKİ KOL ARASINDAKİ TANSİYON FARKI YÜZDE 20’DEN FAZLA OLMAMALI’

Dr. Yüksel, el bileğinden ölçüm yapan tansiyon aletlerinden ziyade, ‘manşon’ adı verilen koldan ölçüm yapan ev tipi otomatik tansiyon aletlerinin daha doğru sonuçlar verdiğini de sözlerine ekleyerek şunları söyledi:

“Çoğu vatandaşımızın evinde otomatik tansiyon aleti vardır. Koldan ölçen de var bilekten ölçenler de var. Ama koldan ölçenleri daha çok tavsiye ediyoruz. Dinlenmiş şekilde, ayaklarımız yere temas edecek bir konumda ve oturur vaziyette tansiyonumuzu ölçmemiz gerekiyor. Tansiyonumuzu sağ koldan ölçüyorsak sol koldan da ölçelim. Çünkü sağ kol ve sol kol tansiyon farkının çok fazla olmaması gerekiyor. Yüzde 20’den daha fazla tansiyon farkı olursa, örneğin sağ koldan 12’ye 7 ölçtüğünüz bir tansiyon, sol kolda 8’e 5 çıkıyorsa, aradaki bu kadar yüksek fark, damar yırtılması dediğimiz ölümcül olabilecek aort diseksiyonunu akla getirir ki bizim için acile başvuru gerektiren bir tablodur”

‘HAFTADA BİR KEZ BACAK TANSİYONU DA ÖLÇÜLMELİ’

Sağ kol ve sol kol arasındaki tansiyon farkının yanı sıra, ‘ayak bileğinden’ yani bacak tansiyonu adı verilen tansiyon ölçümünün de önemli olduğunu belirten Dr. Yüksel, “Bacaktan tansiyon ölçümü de bize bazı kalp hastalıkları hakkında işaretler verir. O nedenle haftada bir kez de olsa bacak tansiyonunun da ölçülmesi gerekli. Bunu yapmak için de koldan bağlanan tansiyon aletini aynı şekilde ayak bileğine bağlamak yeterli.

Fizik kanunları her yerde geçerli; kol yukarıda, kalp ortada ve bacak da aşağıda. Dolayısıyla koldaki tansiyon düşük olsa da kan kalbe akabilir. Ama bacak tansiyonu düşükse, basınca ihtiyaç olduğu için kanın kalbe yeterli düzeyde gitmesi mümkün olmayabilir. Bu nedenle normal olan, bacak tansiyonunun koldan 1-2 birim daha yüksek çıkmasıdır” ifadelerini kullandı.

‘FARK ÇOK YÜKSEKSE ŞEKER, ÇOK DÜŞÜKSE DAMAR TIKANIKLIĞI OLABİLİR’

Dr. Yüksel, kalp krizi ya da felçlere yol açabilen damar hastalıklarının işaretçisi olabilecek kol-bacak tansiyonu oranının ‘Ankle-Brachial Index’ yani ABI indeksi denilen bir ölçümleme sistemi kullanılarak belirlendiğini kaydederek “Ölçtüğümüz taraftaki bacak tansiyonunun büyük olanı, aynı taraftaki koldan ölçülen büyük tansiyona böleriz. Çıkan sonuç 0,9’dan daha düşükse, damar tıkanıklığı, kalp damar hastalıklarını düşünürüz. 1,5 katından yüksekse o zaman da şeker hastalığı ya da aterosklerotik hastalıklar yani damar kireçlenmesi aklımıza gelir.

Yani kol ve bacaktan ölçülen tansiyon eşit olmayacak, 1-2 birim yüksek olacak. Diyelim tansiyon koldan 12 geldi. Aynı yöndeki bacak tansiyonunun 13-14 olmasını bekleriz. Ama 18-20 gelirse, bu bir probleme işaret eder. Eşit olması da varislerin işaretçisidir. Tansiyon koldan ölçüldüğünde yüksek çıktığı zaman klasik hipertansiyon aklımıza gelir. Ya da böbrek kaynaklı sekonder hipertansiyon düşünürüz. Ama kol 12, geldi bacakta da 9 geldi, yani çok düşük geldi; o zaman atardamarda bir tıkanıklık, periferik arter hastalığı dediğimiz çevre damarlarda problem olduğu anlarız” dedi.

Related Posts

Otolog kök hücre nakli MS’te umut veriyor

Türkiye’de yaklaşık 85 bin kişiyi etkileyen Multipl Skleroz (MS) hastalığına karşı kullanılan atakları azaltmaya ve engelliliği önlemeye yönelik çok sayıda etkili tedavi yöntemleri bulunuyor. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler veren Nörolog Prof. Dr. Serkan Demir ve Hematolog Prof. Dr. Hasan Atilla Özkan, erken teşhisin önemine vurgu yaparak ülkemizde de uygulanan tedavilerle ilgili önemli ayrıntılar aktardı.

Kilo kontrolünde kritik role sahip! Meyve tüketti, yaşamı değişti: 4 ayda 15 kilo verdi

TÜİK verilerine göre gençlerde obezite oranı son altı yılda yüzde 30’a yakın artış gösterdi. Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, gençlerin hem fiziksel hem de psikolojik sağlıkları için meyve tüketiminin stratejik önemde olduğunu belirtti.

Her yıl 559 bin kişinin ölümüne yol açan hastane süper mikrobu plastikle besleniyor

Hastanelerde sıkça karşılaşılan süper mikrop Pseudomonas aeruginosa, tıbbi plastikleri yiyerek hayatta kalabiliyor. Brunel Üniversitesi’nden bilim insanlarının yürüttüğü ve Cell Reports dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, bu ölümcül bakteri, tıbbi cihazlarda kullanılan plastiklerle beslenerek hem daha uzun süre hayatta kalıyor hem de tedaviye karşı daha dirençli hale geliyor.

Yaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu! Kanlı organ nakli kâbusu: ‘Bilmiyordum’

İlk böbrek naklini 20 yaşında olan genç kadın yeniden hastalanmış ve yine kendisi için uygun bir böbrek beklemesi gerektiğini öğrenmişti. Bu bekleyişin hayatına mâl olabileceğini düşündü. İnternette yaptığı bir araştırma sonucunda kendi deyimiyle farkında olmadan uluslararası organ nakli çetesine dahil oldu. İşte şimdi hiçbir klinik tarafından tedaviye alınmayan kadının yaşadıkları.

Her 3 yetişkinden 1’i bu sorunu yaşıyor! Çağın sessiz çığlığı: Uykusuzluk

Son yılların yükselen trendi “iyi yaş alma” veya “sağlıklı yaşlanma” konuları denilince akla sağlıklı beslenme ve egzersiz gelse de kaliteli uyku tam da bu ikilinin ortasında yer alıyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın, yeterli ve kaliteli uyku hakkında “Sağlıklı yaşam için vazgeçilmez unsurların başında gelir” yorumunu yapıyor.

Polikistik Böbrek Hastalığı Tedavisi

Polikistik böbrek hastalığı (PBH), toplumda yeterince tanınmayan ancak yaşam kalitesini ciddi biçimde etkileyebilen, genetik kaynaklı bir böbrek rahatsızlığıdır.