Şubat 21, 2025

Donald Trump şimdi de başkenti değiştirmek istedi: Durmuyor

ABD Başkanı Donald Trump, ikinci kez başkanlığı aldığı 20 Ocak'tan bu yana aldığı kararlarla dünyayı sarsmaya devam ediyor. Son olarak Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski'yi diktatör ilan edip ülkesiz bırakmakla tehdit eden Trump, bu kez hedefi kendi ...

ABD Başkanı Donald Trump, ikinci kez başkanlığı aldığı 20 Ocak’tan bu yana aldığı kararlarla dünyayı sarsmaya devam ediyor.

Son olarak Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’yi diktatör ilan edip ülkesiz bırakmakla tehdit eden Trump, bu kez hedefi kendi ülkesine, başkent Washington’a çevirdi.

DONALD TRUMP ŞİMDİ DE BAŞKENTİ DEĞİŞTİRMEK İSTEDİ

Trump yönetimi, 1973 tarihinde çıkan yasa ile “sınırlı özerk” yapısı ve kendi yerel yönetimini oluşturma hakkı bulunan başkent Washington DC’nin federal hükümet tarafından devralınması gerektiğini söyledi.

Washington DC, 1973’teki “Columbia Bölgesi İç Yönetim Yasası” (District of Columbia Home Rule Act) sayesinde kendi yerel yönetimini oluşturma ve yönetme yetkisine sahip oldu.

Söz konusu yasa kapsamında, Washington DC’ye “sınırlı özerklik” tanınmış olsa da ABD Kongresinin, başkent tarafından çıkarılan yasaları gözden geçirme, veto etme ve gerektiğinde müdahale etme hakkı bulunuyor.

Kongre, Washington DC’nin bütçesi üzerinde kontrol yetkisini de elinde tutuyor.

Başkan Trump’ın, Washington DC yerel yönetiminin federal hükümet tarafından devralınmasına yönelik açıklamalarının ardından, bölgenin “sınırlı özerk” yapısı merak uyandırdı.

YASAYA GİDEN SÜREÇ

Washington DC’de yerel yönetim hakkına ilişkin talebin ortaya çıkmasında birkaç temel faktör rol oynadı.

ABD Kongresi’nin doğrudan yetkisi altında bulunan federal bölge Washington DC, ABD Anayasası 1. Madde 8. Bölüm 17. Hüküm gereğince “federal hükümetin tarafsızlığını korumak” amacıyla herhangi bir eyalete bağlı değil.

Eyalet statüsü olmadığı için Washington DC sakinleri, federal vergilerini ödemeye devam etmelerine rağmen ABD Senatosu’nda temsil edilme hakkına sahip değil. Kongre’nin bir diğer kanadı Temsilciler Meclisi’nde ise yasa tasarıları sunabilen, komitelere katılabilen ancak oy hakkı olmayan bir temsilcisi mevcut.

Eyaletler kendi yerel yetkililerini seçme ve kendilerini yönetme yetkisine sahipken, yasadan önce Washington DC federasyon tarafından atanmış yetkililer tarafından yönetildi.

Washington DC sakinlerinin, demokratik temsile sahip olmaması yasaya giden süreci başlattı.

Süreci hızlandıran diğer bir neden de “ırksal ve siyasi dışlanma sorunlarına” farkındalık kazandıran “Sivil Haklar Hareketi”ni destekleyen aktivistlerin, bölgenin yerel yönetim hakkına sahip olma talebiydi.

Birçok aktivist, öz yönetim hakkının olmamasını siyahi nüfusun yoğun olduğu bölgedeki “sistematik ırksal adaletsizliğin örneği” olarak tanımladı.

13 ÜYELİ COLUMBİA BÖLGESİ KONSEYİ

Dönemin ABD Başkanı Richard Nixon, bölgenin daha fazla özerkliğe sahip olması gerektiğini kabul ederek, 24 Aralık 1973’te, “Columbia Bölgesi İç Yönetim ve Hükümet Yeniden Yapılandırma Yasası”na imza attı.

Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından kurulan ve yerel yönetimin yasama organı olarak kabul edilen Columbia Bölgesi Konseyi, seçimle gelen başkan ve 4 üye ile bölgenin 8 mahallesinden temsilciler olmak üzere toplam 13 üyeden oluşuyor.

TRUMP 20 OCAK’TAN BU YANA DURMUYOR

Ülkedeki bazı Cumhuriyetçi isimler, yıllar içinde “1973 Home Rule Act” yasasına “federal çıkarlarla uyumsuz politikalar üretebileceği ve başkent üzerindeki federal otoriteyi zayıflatabileceği” gerekçesiyle karşı çıktı.

Bu isimlerden biri olan Trump, 2020’de Fox News’a verdiği demeçte, Washington DC’nin eyalet olma ihtimalini kesin şekilde reddetti.

Eyalet olması durumunda DC’nin, Kongre’deki güç dengesini Demokratlar lehine değiştirme olasılığına karşı çıkan Trump, “DC asla bir eyalet olamayacak. 2 Demokrat Senatör ve 5 de Kongre üyesi daha mı kazanmalarını istiyoruz? Bu asla olmayacak.” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Trump, yalnızca Washington DC’nin “eyalet olma” fikrine karşı çıkmakla kalmayarak, bölgenin tamamen federal kontrol altına alınmasını da savundu.

Başkentteki suç oranının ve evsizlerin sayısının oldukça fazla olduğuna işaret eden Trump, Washington DC Belediye Başkanı Muriel Bowser yönetiminin “iş yapmadığını” savundu.

Federal hükümetin başkentin yönetimini devralması gerektiğini kaydeden Trump, “Washington DC’yi devralmalıyız, güvenli hale getirmeliyiz. İnsanlar öldürülüyor. Harika bir polis departmanı var ama doğru kullanılmıyor.” açıklamasında bulundu.

Trump, ilk görev döneminde de Washington DC’nin özerkliğini sınırlayan bazı adımlar attı.

Bunların bir örneği olarak, Haziran 2020’de George Floyd’un öldürülmesi sonrası yapılan protestolar sırasında, belediye başkanının onayı olmadan Washington DC’ye federal kolluk kuvvetlerini ve askeri polisi konuşlandırması gösterildi.